Besinlerle aldığımız doymuş yağların “doymuşluğunu” belirleyen, yağın içindeki hidrojenlerdir. Bu yağlar içlerindeki fazla (H+) iyonlanyla, hidrojene doymuşlardır. Hidrojene doymuş demek, fazladan hidrojen alacak yeri yok demektir.
Dolayısıyla doymuş yağlar tüketildiğinde, vücutta asit oluşturan diğer hidrojenleri alamazlar. Vücudun asit yükünü azaltamazlar. (Hidrojen aynı zamanda bir proton da olduğu için, doymuş yağlar proton yüklüdür.) Doymuş yağın asitlenmeye diğer bir katkısı, enerji için yakıldıklarında ortaya çıkan hidrojenlerin ve karbondioksidin ortamdaki asitlenmeyi artırmasıdır.
Vücut bunları enerji için de kullanmak istemez. Hayvani yağlar ve margarinler doymuş yağlardır. Vücut için en iyi seçenek bunları depolamaktır. Doymamış Yağlar: Doymamış yağlar, monoansatüre ve poliansatüre yağlardır. Mono, tek; ansatüre, doymamış demektir.
Lida ile birlikte doymuş yağlar tüketimi azaltılmalıdır. Doymuş yağların aşırı tüketilmesi vücutta asitlenmeye neden olur. Vücuttaki asitlenmelerden ve toksinlerden kurtulmak için mutlaka lida kullanılmalıdır. Vücuttaki yağlardan kısa zamanda kurtulmak için mutlaka lida kullanılmalıdır.
Düzenli olarak hedeflenen kilo için lida form kapsülleri kullanılmalıdır. Orjinal lida sayesinde istenilen fiziğe ulaşacaksınız. Mutlaka doğru adımlar atmalısınız. Sağlıklı bir fiziğe gelebilmek için mutlaka düzgün beslenmenize de dikkat etmelisiniz. Şeker, vücudun kısa dönemde enerji kaynağı ama uzun dönemde en önemli asitlenme kaynağıdır.
Yiyeceklerden aldığımız fazla şekerin başına gelecekler şöyledir: Pankreas, şekeri gördüğü anda insülin üretir. İnsülinin tek derdi kandaki fazla şekerden kurtulmaktır. İnsülin, kandaki şekeri hücrenin içine sokmak ister. Şeker burada enerjiye çevrilmelidir.
